İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARINDA ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN SORUMLULUĞU


1-GİRİŞ

İş kazaları ve meslek hastalıkları günümüz iş hayatında en çok karşılaşılan risklerden birisidir. Ülkemiz iş kazalarında Avrupa ve dünyada maalesef ilk sıralarda gelmektedir. Meslek hastalıkları istatistiklere pek yansımasa da ülkemiz çalışma koşullarında oldukça fazladır.

İş kazaları ve meslek hastalıkları çalışma hayatında verimliliği ve işgücüne katılımı düşürmesinin ötesinde işçilerin ölümüne ya da sakat kalmalarına neden olmaktadır. Ayrıca iş kazası ve meslek hastalığına maruz kalan işçilerin sosyal hayata katılımını azalttığı gibi aile ilişkilerini de bozmaktadır.

İş kazaları ve meslek hastalıklarını asgari düzeye indirmek için iş sağlığı ve güvenliği eğitiminin yanında iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin de yeterli düzeyde alınması gerekmektedir. Ayrıca işverenlerin sermaye yapılarının yeterli olması ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin gerekli teknolojileri de kullanmaları ve işyerinde bunu uygulamaları gerekmektedir.

İş kazaları ve meslek hastalıklarının meydana gelmesinde işverenlerin kusurunun yanında kazalı sigortalıların ve üçüncü kişilerin sorumlulukları da olabilmektedir.

Bu makalede iş kazası ve meslek hastalıklarında üçüncü kişilerin sorumluluklarından bahsedilecektir.

 2- 5510 SAYILI KANUN ÇERÇEVESİNDE ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN SORUMLULUĞU

5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin dördüncü fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmektedir.

Maddede belirtilen “üçüncü kişi” kavramının belirlenmesi uygulama açısından önem taşır. 506 sayılı Kanun döneminde savunulan ve 5510 sayılı Kanunun m. 21 hükmü açısından da önemini koruyan bir görüşe göre, anılan kavram, işverenin BK. 55 veya 100 (şimdi TBK. M. 66 ve 116) anlamında yardımcısı olan, fakat işveren vekili sayılmayan kişilerdir.

Sigortalı, sosyal güvenlik kanunlarının uygulanması açısından üçüncü kişi sayılamaz.

Üçüncü kişi hakkında kusursuz sorumluluk esasları uygulanmaz.

5510 sayılı Kanun’un 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre ise iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücû edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücû edilmez.

5510 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edileceği belirtilmektedir.

5510 sayılı Kanunun 76 ıncı maddesinin altıncı fıkrasında, genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderlerinin tazmin ettirileceği belirtilmektedir.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendi uyarınca iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir.

Söz konusu Yönetmeliğinin 45 inci maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü hâlinde hak sahiplerine, Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir.

Üçüncü kişi hakkında işvereni-bu kimse iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalının işvereni olsa bile-ancak kendisinin de kusurlu bulunması halinde sorumlu olacaktır.

İşverenin kusurunu kanıtlama yükümlülüğü Kuruma aittir.

5510 sayılı Kanunun 93 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Kurumun üçüncü kişi aleyhine açacağı rücu davası, 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Sigortalının yaralanmasına veya ölümüne neden olan kaza, bir trafik kazası ise davanın bağlı olacağı zamanaşımı süresi 2 veya 10 yıldır.

3- SONUÇ

5510 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edileceği belirtilmektedir.

5510 sayılı Kanunun 76 ıncı maddesinin altıncı fıkrasında, genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilen üçüncü kişilere, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderlerinin tazmin ettirileceği belirtilmektedir.

Comments are disabled.