TRAFİK KAZASINDA TEDAVİ MASRAFLARI NELERDİR? NASIL İSPATLANIR?


I- TEDAVİ GİDERLERİ NELERDİR?

Kaza sonucu yaralanmalarda tedavi giderlerinin karşılanması ile ilgili olarak yaralanan kişi talep hakkına sahiptir. Bu giderlerin tıbbi müdahale kapsamında olan kısmına “tedavi giderleri” günlük yaşantısına geri dönebilmek için yaptığı masraflara ise “iyileşme giderleri” ismi verilmektedir. Bu konu ile ilgili detaylı irdelemeyi aşağıda yapacağız.

Zarar görene, kapsamını belirtmeksizin bütün masraflarını isteme hakkı 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46.maddesi 1.fıkrasında tanınmıştır. Ancak 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 54.maddesinde zarar türlerini belirtilmiş, kapsamıyla ilgili olarak herhangi bir şeyden söz edilmemiştir. Bu durumda zarar görenin “bütün masraflarını” isteyebileceği açıklaması bulunmaması önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Bununla birlikte, 818 sayılı BK.42.maddesi 2.fıkrasındaki ve 6098 sayılı TBK. 50.maddesi 2.fıkrasındaki “yargıcın zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleyeceği” hükmü bu konudaki eksikliği engellemek adına yeterli olabilecek niteliğe sahiptir.

Masraf denildiğinde bu kavramın geniş düşünülmesi ve zarar görenin iyileşme sürecindeki giderleri, alınan önlemler ve bunlar neticesinde yapılan harcamaları akla gelmektedir. Bununla birlikte zarar görenin ileride yapması gereken giderler de masraf kapsamına girmektedir ve değerlendirmede dikkat edilmelidir.

Kaza sonrasında yaralanan kişide oluşan problem devamlı tedavi ve ilaç kullanılması gerektirebilecektir. Ayrıca ileriye dönük olarak ameliyat olması gerekebilir. Tüm bunlar hesaplamada göz önünde bulundurularak zarar kapsamına alınmalıdır.

Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, masraflar kavramının kapsamına, zarar görenin beden bütünlüğünü eski haline getirmeye, yani iyileşmeyi sağlamaya veya hastalık ya da sakatlığın artmasını önlemeye yönelik harcamak durumunda olduğu ve ilerde harcaması olası bütün masraflar girer.
Gene Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, tedavi ve iyileşme için yapılan masrafların dışında, kişinin iyileşmesi için ilerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.

Bütün bunların dışında kaza sonucunda zarar gören kişide başka bir hastalık oluşabilir veya şiddetini artırabilir. Hastalığın normal seyri ve normal tedavisi dışında, kaza ile ilişkilendirilmek koşuluyla, fazladan yapılan tedavi masraflarının da istenebileceği, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Bu konuda bir Yargıtay kararında “Yaralanma hafif olmasına karşın, başka bir hastalığın artmasına neden olmuşsa, haksız eylem sorumluları, belli bir oranda tazminat ödemekle yükümlü olurlar” denilmiştir.

II- TEDAVİ İÇİN YAPILAN MASRAFLAR NELERDİR?

BK.46/1.maddesinde “bütün masraflar” deyimi kullanılmıştır. Bu kavramı uygulamadaki somut örneklerle ve öğretideki çalışmalarla birlikte şöyle bölümlendirebiliriz :

1- Doğrudan tedavi giderleri
Genel itibari ile hastane ve benzeri sağlık kurumlarında ödenen paralar;   tedavi amaçlı hekim, hemşire, hastabakıcı, iğneci, pansumancı fizyoterapist, psikoterapist gibi tedavi edenlere ve yardımcılarına ödenen ücretler; ilaç, serum, kan, iğne ve çeşitli tahlil giderleri; röntgen, ultrason, tomografi gibi görüntüleme aygıtları ile, elektro ve benzeri denetleme aygıtlarına ve diyaliz makinesine ödenen paralar; her türlü ameliyat, yoğun bakım, ambulans ve ilkyardım giderleri; ortopedik aygıtlar, protez, takma organ bedelleri ve bunların yenilenmesi için yapılan harcamalar; tekerlekli sandalye, havalı yatak, koltuk değneği , baston gibi kullanılması zorunlu nesnelere ödenen paralar ve benzerleridir.

2- Tedavi sırasında yapılan zorunlu harcamalar

Tedavi sürecince yapılması zorunlu olan gerek hasta gerekse yakınlarına ait ulaşım, beslenme barınma gibi hasta ve yakınlarına kaza sebebiyle yüklenen giderler,
refakatçi, özel bakıcı ve özel beslenme giderleri yerlerine ödenen paralardır.

3- Tedavi sonrasında yapılması zorunlu dolaylı harcamalar
Zarar görenin tedavi sonrasında eski yaşantısına aynı şekilde dönmesi mümkün değildir. Bunun için belli bir süre geçmesi gerekir. Bu süre zarfında bir süre evde bakılması gerekiyorsa buna ilişkin bakıcı veya yardımcı giderleri, bir süre özel beslenme gerekiyorsa buna ilişkin masraflar, tedavisi sonuçlanmasına karşın, bir süre toplu taşıma araçlarına binemeyecekse veya kendi otomobilini kullanamayacaksa, işe gidiş geliş taksi ücretlerinden, toplu taşıma ücretlerinin veya kendi aracının benzin paralarının indiriminden sonra aradaki farktan oluşan harcamalardır.

4- İlerde yapılacak tedavi masrafları
İlerde yapılması zorunlu tedaviler ve henüz yapılmayan ameliyat masrafları, yaşam boyu kullanılacak ilâçlar, protez ve benzeri aygıtlar için yapılacak masraflar “gerçekleşmiş zarar” olarak nitelenmekte, uzman bilirkişi aracılığıyla bütün bunların hesaplatılıp hüküm altına alınması öngörülmekte; harcama yapılmadan da tedavi gideri istenebileceği kabul edilmektedir.

III-TEDAVİ GİDERLERİNİN KANITLANMASI

Kaza sonucunda yaralanan kişinin ve yakınlarının kaza esnasında ve sonrasında tedavi süresince yapmış olduğu giderlerle ilgili olarak içinde bulunduğu durumun psikolojik etkisi göz önüne alındığında buna ilişkin belgeleri toplamasını beklemek makul sayılamayacak niteliktedir. Kaza sonrasında yaşam endişesi içerisindeki kişilerin yaptıkları masrafları belgelendirmek suretiyle fatura biriktirmesi mümkün değildir. Yaralanan kişinin, olay yerinden alınıp ambulansla veya taksiyle hastaneye getirilmesinden başlayarak taşıt ücretleri, ilk yardım, ilaç .serum, kan, iğne, tahlil, röntgen bedelleri için belge toplaması, olayın etkisi, çektiği acı ve can korkusu içerisinde pek akla gelmemektedir. Yaralanan kişinin yakınları da korku, üzüntü, şaşkınlık ve ne yaptıklarını bilmeyen bir ruhsal kargaşa içerisinde hastaneye ve hekime koşturmaktalar iken, ya da ameliyat öncesi ve sonrası kaygılı bekleyişin üzüntülerini ve sıkıntılarını yaşadıkları sırada, yaptıkları harcamaların çoğunu belgeye bağlamak zaman, fırsat ve olanağını bulamamaktadırlar; bulsalar bile, bilinen nedenlerle, fatura veya makbuz elde etmeleri çoğu kez zor olmaktadır.
Ülkemiz koşullarında fatura ,makbuz ve benzeri belgeleri elde edebilmenin zorlukları herkesçe bilinen bir gerçektir. Pek çok alanda olduğu gibi, sağlık kesiminde de kayıt dışı kazançlardan söz etmek olasıdır. Bunun başlıca nedeni, vergilendirmedeki adaletsiz ve tutarsız uygulamalar ve vergi politikalarındaki yanlışlıklardır. Bu yüzden, kişiler belge vermekten, makbuz ve fatura düzenlemekten kaçınmaktadırlar. Kamu düzeni ile ilgili bu yanlış uygulamalardan, haksız eylemden zarar görenlerin etkilenmemesi gerektiği görüşü, Yargıtay kararlarına yansımış; harcama belgesi (makbuz, fatura) aranmaksızın, tedavi (iyileştirme) giderleri için kanıtlama kolaylıkları getirilmiştir.

Yargıtay ülke gerçeklerini göz önünde bulundururak bu durumda zarar göreninin korunması için ilkeler geliştirmiş ve bu konudaki mağduriyetin giderilmesi için çaba harcamıştır. Harcamaların belgeye bağlanamaması, kanıtlamada zorluklarla karşılaşılması durumunda, yargıcın, B.K.m.42/2 gereği zararı ve kapsamını doğrudan araştırmakla ve hüküm altına almakla yükümlü olacağı kuralına açıklık getirilmiş; bilirkişi incelemesinin nasıl yapılacağı ve hangi uzmanlardan yararlanılacağı konularında dahi ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır

Tedavi giderlerinin araştırılması, kanıtlanması ve değerlendirilmesine ilişkin Yargıtay’ca benimsenen ilkeleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

a) Tedavi giderlerinin belgeye bağlanması koşul değildir.
b) Tedavi giderleri her biçimde, her yola başvurularak kanıtlanabilir.
c) Tedavi giderleri tarifelerle sınırlı değildir.
d) Özel hastanelere ödenen tedavi giderleri, resmi tarifelerle sınırlandırılamaz.
e) Tedavi giderlerinin resmi bir kurum tarafından ödenmesi, ek zararın istenmesine engel değildir.
f) İlerde yapılacak tedavi giderlerinin hesaplatılıp hüküm altına alınması istenebilir.
g) Yargıç, Borçlar Kanunu 42/2. maddesi çerçevesinde zararın kapsamını doğrudan araştırmakla yükümlüdür.
h) Hiçbir belge sunulmasa bile, yargıç, görevlendireceği uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerini hesaplatmakla ve hüküm altına almakla yükümlüdür.

 

Comments are disabled.