Portföy/Denkleştirme Tazminatı Nedir?

 

A) Genel Olarak

Denkleştirme istemi, acentelik sözleşmesinin sona ermesiyle acentenin oluşturduğu müşteri çevresinden yararlanmaya devam eden işletmenin, sözleşmenin sona ermesiyle ücret hakkını kaybeden acenteye ödediği bir karşılıktır.

Denkleştirme isteminde bulunan, sözleşme dönemi içerisinde ortaya koyduğu çabaları sonucu oluşturduğu müşteri kitlesinden, sağlayıcının, sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönemde de fayda sağlayacağı öngörüsünün karşılığı olarak, bu tek taraflı faydanın eşitlenmesi ve eşitsizliğin giderilmesi adına denkleştirme isteminde bulunmaktadır.

Türk hukukunda bu talep “portföy akçesi”, “müşteri tazminatı”, “portföy tazminatı ” ve “denkleştirme istemi” gibi farklı şekillerde anılmıştır.

Ticaret Kanun’u 122. maddede acentelik sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra belirli şartlar altında denkleştirme talebinde bulunabileceğini öngörmektedir. 122. Maddenin 5.Fıkrası ise gerekli şartların gerçekleşmesi ile denkleştirme talebinin benzeri sözleşme ilişkilerine uygulanabilmesinin önünü açmaktadır. Bu fıkra üç şartın birlikte gerçekleşmesini gerekli kılmaktadır. Birincisi hakkaniyete aykırı düşmeme, ikincisi sözleşmenin tekel hakkı vermesi ve üçüncüsü ise sürekli sözleşme ilişkisinin bulunmasıdır.

B) Koşulları

  1. Yeni Müşterilerden Sözleşmenin Sona Ermesinden Sonra Önemli Menfaat Elde Edilmesi

Bu düzenlemede açıklamaya ihtiyaç duyan konuların başında acente tarafından sağlanan yeni müşteriler kavramı yer almaktadır. Buna göre, acentelik ilişkisinin kurulmasının ardından acentenin kendi çabaları ile elde ettiği bir takım yeni müşteriler olmalıdır. Sonuç olarak i. acentenin yeni getirdiği, ii. acentenin devralıp ticari ilişkisini geliştirdiği, daha fazla ürün sattığı, sattığı ürünün çeşitliliğini artırdığı müşteriler ile iii. müvekkilin görüşmediği eski müşterilerle yeniden ilişki kurulması hallerinde bu müşteriler yeni müşteri olarak kabul edilebilir.

Acentenin denkleştirme talebini ileri sürebilmesi için müşteri çevresi veya ticari ilişkiler oluşturması yeterli olmayıp, TTK m.122/I-a uyarınca müvekkilin acente tarafından oluşturulan bu imkânları kullanarak önemli menfaatler elde etmesi de gereklidir. Müvekkilin acentenin hazırladığı potansiyel iş imkânlarından, somut olarak bir menfaat elde etmesi şarttır. Müvekkilin objektif veya subjektif bir nedenle söz konusu müşteriler ile işlem yapmaması veya işletmesini kapatması ve bu nedenle önemli bir menfaat elde etmemesi, denkleştirme talebini ortadan kaldırır. Serbest piyasa şartlarında müvekkilin, neden acentenin bulduğu müşteri ile ticaret yapmadığını açıklamaya ihtiyacı yoktur.

  1. Acentenin Ücret Kaybı Olmalı

TTK m.122/I-b acentenin denkleştirme talep edebilmesinin diğer bir şartını düzenlemektedir. Bu maddeye göre acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa, denkleştirme talep edebilir.

Kural olarak acentenin ücret kaybının müvekkilin elde ettiği menfaate karşılık geleceği kabul edilmektedir. Bu sebeple hesaplama esnasında da öncelikle acentenin kaybı hesaplanmakta, müvekkilin, kazancının bundan daha az olduğunu iddia etmesi halinde, bunu ispat yükü kendisine yüklenmektedir.

  1. Denkleştirmenin Hakkaniyete Uygun Düşmesi

Hakkaniyet şartı, bir taraftan acentenin gayretleri, imaj yaratma, müvekkili ve ürününü tanıtma, diğer taraftan da rekabet piyasasında pay alma çalışmaları şeklinde tanımlanır. Acente bu başlıklar altındaki faaliyetlerde gayret gösterip, başarılı olması durumunda denkleştirme talep etmeye hak kazanmış olacaktır. Hakkaniyet şartının değerlendirilmesinde somut olayın özellikleri, diğer şartlara göre daha fazla rol oynamaktadır. Hatta bir anlamda, diğer şartların gerçekleşmesinden sonra, bu şartların somut olayın özelliklerine göre genel bir yorumlanmasıdır. Bu nedenle diğer şartlar gerçekleşse bile, denkleştirme talebinin hakkaniyete uygun olmaması durumunda bu talep ileri sürülemez.

Bu hakkaniyet denetimi esnasında müvekkil ürün veya hizmetinin tanıtılması, imaj yaratılması, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi veya tanınmış markanın olup olmaması gibi unsurlar dikkate alınabilir.